Epilepsi ve İş Hayatı

Yapılan bir çalışmada çalışabilir durumdaki işsiz olan normal populasyondaki kişilerin sayısı %19 iken işsiz epilepsi hastalarının ise %46 olduğu ve özellikle dirençli epilepsisi olan kişilerin %59'nun işsiz olduğu tespit edilmiştir. Bu sayıları oranlarsak epilepsi hastalarında işsizlik oranı nomal populasyondan yaklaşık üç kat daha fazladır. İşverenlerin kişinin epilepsi hastası olduğunu öğrendiklerinde genel tavırlarının değiştiği görülmüştür. İş ortamında yaralanma oranı, işe gitmeme, hastalığa bağlı iş kaybı ve iş üretimi açısından bakıldığında epilepsi hastası ile normal populasyon arasında fark olmadığı tekrarlanan çalışmalarda gösterilmiştir. Fakat toplumun epilepsiye bakışı ve epilepsi hakkındaki bilgisizlikleri devam ettiği sürece bu yüksek işsizlik oranının devam edeceği düşünülmektedir.

Epilepsi hastası meslek sahibi olabilir mi? Çalışabilir mi?

Epilepsi hastaları meslek sahibi olabilirler, sorumluluklar alabilirler, okuyabilirler, üniversiteye gidebilirler. Tarihe bakıldığında birçok başarılı, ünlü epilepsi hastası olduğunu görüyoruz. Bunlar içinde, Van Gogh, Dostoyevski, Jül Sezar, Hendel ve birçok bilim adamı, siyasetçi, iş adamı sayılabilir. Kendimizin de yakından takip ettiğimiz, tanık olduğumuz doktor, öğretmen hastalarımızın görevlerini başarıyla yaptıklarını görmekteyiz. Çoğunun nöbetleri kontrol altında ve bir kısmı da seyrek nöbet geçirmekle beraber görevlerini sürdürmektedirler.

Epilepsili hastanın işe başvurması ve alınması durumunda tutum nedir?

Epilepsi hastaları işe başvurduklarında birtakım sorunlarla karşılaşabilirler. İşverenlerin epilepsi hastası karşısında tavırları ön yargılar ve bilgisizlik nedeniyle olumsuzdur. Bu nedenle işe alınma şansları zayıftır. Halbuki yapılan çalışmalarda iş üretimi, devamlılık, iş kazası iş kaybı açısından normal populasyonla aralarında herhangi bir fark bulunmamıştır. Durum işverenlere bildirilerek bilgilendirilmeleri sağlanmalı ve ön yargılar giderilmelidir. İş ayrımcılığı epilepsi hastalarının önemli problemlerinden biridir. İşverenler sıklıkla epilepsi hastası olan bir kişiyi işe almaktan çekinirler. Bu iki sebeple ortaya çıkar. Birincisi epilepsili hastanın iş başında nöbet geçirmesi ve gördüğü zarardan dolayı iş vereni sorumlu tutması. İkinci olasılık ise epilepsi hastasının geçirdiği nöbet ile hizmet verdiği kesime zarar vermesi durumudur. Türkiye'deki durumu incelediğimizde bir takım koruyucu önlemlerin olduğunu ancak bunların yeterli olmadığını görmekteyiz. İşverenler, elli ve daha çok daimi işçi çalıştırdıkları işyerlerinde % 2 oranında sakat kişiyi, mesleklerine, bedensel, zihinsel ve ruhsal durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Bu kanuna göre, sakat ya da özürlü kişi, beden ve zihin gücünden % 40 ve daha fazla oranda yoksun olduğunu resmi sağlık kurulu raporu ile belgelemiş, bir iş bulmakta genellikle zorluk çeken fakat herhangi bir işyerinde söz konusu yetersizliğe rağmen, bazı işleri hemen veya kısa bir alıştırma sonunda yapabilecek durumda olan kimselere denir. Ancak bu kanundan yararlanabilmek için epilepsi hastalarının tedaviye rağmen nöbetlerinin devam etmesi gerekmekte, bu kanun remisyonda epilepsi hastalarının haklarını koruyamamakta ve bu kişilerin önyargılarla işe alınmamaları sorununu çözmemektedir.

Zihinsel ve hareket kısıtlılığı olan epilepsi hastalarının iş olanakları nedir?

Epilepsi nöbetlerinin de, parçası olduğu bazı hastalıklarda zihinsel ve hareket kısıtlılığı olabileceğinden, bu hastalarımıza özel eğitimlerle iş becerileri kazandırılarak, kurumlar aracılığıyla becerilerine uygun iş olanakları araştırılmalıdır.

Epileptik hastalar hangi işleri yapamazlar?

Özellikle nöbetleri sık olan epilepsi hastaları bazı işleri yapamazlar. Bunlar içinde pilotluk, dalgıçlık, cerrahlık, kesici alet ve makinalarla ilgili işler, yüksek ve tehlikeli noktalarda çalışmayı gerektiren işler, dağcılık, taşıt sürücülüğü, itfaiyecilik, silah taşımayı gerektiren polislik, askerlik sayılabilir.

İş hayatında dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?

Daha öncede nöbet tipleri belirtilirken kısmen değinilmekle beraber özelliği olan ve dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Bazı nöbet tipleri uykusuzlukla uyarılabildiğindan vardiyalı çalışmalar ve nöbet gerektiren durumlarda düzenlemeler gerekir. Daha önce anlatılan refleks epilepsilerden bazıları ışığa duyarlı olduğundan, böyle ışığa duyarlı bir epilepsi söz konusu ise uzun süre bilgisayar karşısında çalışmaması ve televizyonu uzun süre ve yakından seyretmemesi tavsiye edilmelidir. Güneşli havalarda şapka giymesi yada koyu renkli güneş gözlüğü kullanmaları önerilir.

Epilepsili çocukların okuldaki durumu nedir?

Epilepsili çocuk ne kadar erken topluluk içine girer ve çevresine uyum sağlarsa o kadar kendine güven kazanacaktır. Anne-baba ve diğer ilgililer , onun diğerlerinden farklı olduğunu hatırlatıcı koruyuculuk, kollayıcılık içinde olmamalıdırlar. Bu onu güvensiz ve tedirgin biri yapabilir. Çocuğun durumu okul yetkililerine bildirilmeli, herhangi bir nöbet geçirdiğinde ne yapmaları gerektiği kendilerine anlatılmalıdır. Durumu bilen ve anlayışlı öğretmenlerin önemli yardımı olacaktır. Bu özellikler eğitimin sonraki yılları içinde geçerlidir.

Görüldüğü gibi epilepsi hastaları da daha önce belirtilen bazı noktalara dikkat edildiğinde genel populasyondaki kişiler gibi çalışma hayatında başarılı olabilmekte ve normal hayatlarını sürdürebilmektedirler.Bu durumun uygulamada da geçerlik kazanması için ailenin,okul yetkililerinin, iş alanındaki ilgililerin ve toplumun sürekli bilgilendirilmesi ve olumsuz ön yargıların giderilmesi gerekmektedir.